kırılma serisi


eserlerin kavramsal tanımı;

“Hayatımın, sayısız parçaya bölünen kristal parçaları gibi dağılarak paramparça olacağı ve geçmişin esaretinden kurtulup geleceğime tanıklık edeceğim hiç aklıma gelmezdi. Ta ki o güne dek…” *

Zaman şimdidedir. Geçmiş ve gelecek şimdinin ikizlenmesidir. Kırılma ise bir daha geri dönülmeyen ve geçmişi tek başına var etmeyi ortadan kaldıran yeni bir hikâyenin başlangıcıdır. Hepimizin hikâyesidir aslında.

Her birey, benliğinde geçmişinin ve aile hasarlarının derin izlerini taşır. Geçmişin üzerimize yüklediği enerji ise bireyin benliğinde bir yüktür aslında. Zamanla derin izlerin bağımlısı olur ve anlamlandıramadığımız bu yükten kurtulma çabası içerisine gireriz. Ne var ki geçmiş bitmiştir artık, yaşanmış ve son bulmuştur. KIRILMALAR ise yeniden doğuştur. Ruhumuza yüklenen enerjilerin açığa çıkmasının vakti gelmiştir. Zamanla bağımlısı haline geldiğimiz bu anı yüklü imgelere ve nesnelere veda etmeli, yüklendiği kendi enerjileri ile özgür kılmalıyız. Her geçmişten kopuş bir kırılmadır ve yeni enerjisiyle, yeni başlangıçlarıyla yeni hikâyeler doğurmalıdır.

Bu hikâyede her bir Kristal parça  bağlamından koparılmış, paramparça haliyle sert ama kırılganlığına, saydam ve yansıtıcılığına rağmen geçmişten kopuşu ve geleceğe yönelişi sembolize eder. Tıpkı; ruhumuzun geçmişin esaretinden ve bağlı olduğu zincirlerinden kopma çabası ile bir kristalin içine sıkışmak istememesi gibi.

* Kırılma an’ı, (07/12/2016), Açık Stüdyo, İZMİR